Bu Kitabı Okurken Vaktin Nasıl Geçtiğini
Anlamadım
Çiğdem Doğan
Kalemi
ile yeni tanıştığım Sayın Polat Onat'ın otobiyografik roman türünde yazmış
olduğu, Kent Kitap etiketiyle çıkan "Kurtalan Ekspresinde Tuhaf Bir Yolculuk" isimli kitabına dün
memleketim Samsun'da dinlenme amaçlı oturmuş olduğum kafede şöyle bir göz gezdirdim.
Yaşadığım ilçeye dönüş yolunda da okumaya inatla devam ettim.
İnatla
devam ettim diyorum çünkü bindiğim araçtaki insanların ayakta kitap okuyan
birini ilk defa gördüklerini düşünüyorum. Bu anlamda da tıpkı yazar Polat
Onat'ın yapmış olduğu tren yolculuğundaki tuhaflık, galiba benim de bu dönüş
yolculuğum esnasında oldu sanırım.
Ve
gelelim kitabınıza: Tek cümle ile özetlemek istersem, "Kitabı okurken
vaktin nasıl geçtiğini anlamadım bile." derdim. Ben çok beğendim doğrusu. Usta
şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın hüzünlü ve bir o kadar da şaşırtıcı hayat hikâyesi
beni gerçekten çok etkiledi.
Kitapta
öyle satırlar var ki burada yazmadan geçemeyeceğim:
- Hangi işte çalışırsan çalış, sabahleyin erkenden işine giderken birkaç şiir oku güne öyle başla. Yüreğin açılır, ayakların açılır, ellerin, zihnin ve yaşaman açılır.
-
Kalemler tükeniyor aynı hayatlar gibi. Ama yedek hayat yok.
- Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın vasiyetiymiş. Kadıköy'deki dairesi, eşyaları, kitapları ve resimleriyle bir müze evi yapılmasını istemiş. İsmini de kendisi koymuş "Dağlarca'nın Gökyüzü". Keşke bir an evvel hayata geçirilebilse bu vasiyet. Kim bilir ne kadar mavi gözükür gökyüzü şairin ışıltılı gözleriyle baktığı penceresinden... İnşallah en kısa zamanda bu dileği gerçekleşir diyorum, çünkü bunu ben bir vefa borcu olarak görüyorum.
- Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın vasiyetiymiş. Kadıköy'deki dairesi, eşyaları, kitapları ve resimleriyle bir müze evi yapılmasını istemiş. İsmini de kendisi koymuş "Dağlarca'nın Gökyüzü". Keşke bir an evvel hayata geçirilebilse bu vasiyet. Kim bilir ne kadar mavi gözükür gökyüzü şairin ışıltılı gözleriyle baktığı penceresinden... İnşallah en kısa zamanda bu dileği gerçekleşir diyorum, çünkü bunu ben bir vefa borcu olarak görüyorum.
- Ve usta şair Dağlarca'nın kitaplarında yer almayan bir şiirinden, kısa bir alıntı:
Kapı çalındı
Gelen kim
Ormancıydı o
Ağaçlarını çok severdi
Ormancıyı askere aldılar
Giden kim
Batman'dan başlayıp Haydarpaşa Garı'na uzanan otuz iki saat süren bir tren yolculuğu. Trendeki her türden insan örnekleri... Ve efsane şair Fazıl Hüsnü Dağlarca ile şiir sevdalısı bir gencin birlikte geçirdiği iki günün akıcı bir dille anlatımının olduğu bu hoş kitabı, herkesin okuması dileğiyle... Yazarın kalemi daim olsun.
Dip not niteliğinde:
Kitapta yer alan Erzurumlu Amca ile geçen diyaloğa çok güldüm.
"İçi
sarı, dışı beyaz?"
"Yumurta."
"Hah!
Doğru, aferin!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder