19 Aralık 2011 Pazartesi

İmzalı Kitaplar Müzesindeydim! (H.İbrahim Tongur)


İMZALI KİTAPLAR MÜZESİNDEYDİM!

Şair Polat Onat ilginç bir koleksiyon sahip: Yazarları tarafından imzalanan kitaplar. "Özel olarak imzalanmış bir kitapla bir mektup arasında çok az fark vardır" diyen şair Onat, yüzlerce imzalı kitabı bloğunda sergiliyor. 

Onlar kütüphanemizde ayrı bir yere sahiptir!
Onlar sanki özel bir konuk, özel bir insandır.
Onlar, yazarları tarafından adımıza imzalanmış kitaplardır…
Bazen sadece bakmak için alınır, ilk sayfasındaki yazılar ve imzalar tekrar tekrar okunur…

1979 doğumlu şair Polat Onat, ilginç bir koleksiyona sahip. Yazarları tarafından imzalanan kitapları bloğunda sergiliyor.

“Bir kitabın yazarı tarafından imzalanmış olması sizin için bir anlam ifade eder mi?” diye soran Şair Onat, yüzlerce imzalı kitabı tek tek taramış ve internet ortamına aktarmış.

imzalikitap.blogspot.com adlı sitede 500’e yakın kitap kapağını ve imzalı ilk sayfayı paylaşan Polat Onat, Batman’da sınıf öğretmeni olarak çalışıyor.

Evli ve iki çocuk babası olan Onat, şiir yazmaya ve yayımlamaya 2000 yılında başlar. 2002 Rıfat Ilgaz Şiir Yarışmasında mansiyon ödülü olan şair, şiirleri ve şiir üzerine yazıları 2004 yılına kadar: Varlık, E, Heves, Başka, Kavram Karmaşa, Şiir Ülkesi, Sepya, Budala, Kuzey Yıldızı, İmlasız, Ağır Ol Bay Düzyazı, Daktilo, Ay, Akatalpa dergilerinde yayımlanır.

2005 yılından itibaren dergileri sadece okur olarak takip etmeyi tercih ederek, edebiyat dergilerinde şiir ve yazı yayımlamayı bıraktı. İlk kitabı "Son" Mühür Kitaplığı tarafından 2009'da yayımlandı. İkinci kitabı "İhtiyarın Vefatı" 2011 yılında Şiirden Yayınları'ndan çıktı.

“Özel olarak imzalanmış bir kitapla bir mektup arasında çok az fark vardır” diyen şair Onat, yüzlerce imzalı kitabı bloğunda sergiliyor. Aralarında Abdurrahim Karakoç, Ali Çolak, Cemal Safi, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Senai Demirci, Sinan Yağmur gibi yazarların bulunduğu kitaplar ilgimi çekti.

Özel emek ve ilgi isteyen bu etkinlik için öğretmen şair arkadaşım Polat Onat’ı tebrik ediyor, bu ilginç arşivi merakla, saatlerce incelediğimi de ifade etmek istiyorum.

İmzaların mahremiyetini korumak açısından Paint’te üzerlerine karalama yapma fikrini de beğendim.

Halil İbrahim Tongur

13 Aralık 2011 Salı

Ülke TV - Sadık Yalsızuçanlar: "İhtiyarın Vefatı" (VİDEO)



Ülke TV'deki "Açık Deniz" programında 

Sadık Yalsızuçanlar, Polat Onat'ın

 "İhtiyarın Vefatı" kitabını tanıtıyor.


9 Aralık 2011 Cuma

Son ve İhtiyarın Vefatı


SON ve İHTİYARIN VEFATI

Polat Onat, 1979 yılında İstanbul’da doğmuş olup eğitim hayatına Bursa, Gümüşhane, Isparta ve İstanbul gibi şehirlerde devam ettirmiştir. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünden mezun olmuştur. Şu an Batman’da sınıf öğretmeni olarak çalışmaktadır. Evlidir. Bir kız ve bir erkek çocuk babasıdır.

Polat Onat şiir yazma hayatına daha önceleri de yazmakla birlikte, 2009 yılında ilk şiir kitabı olan ‘‘Son’’la başlamıştır. İhtiyarın Vefatı ise şairin Şiirden yayıncılıktan yayımlanan ikinci şiir kitabıdır. Şair ayrıca birçok dergide ürün yayımlamakla birlikte 2002 yılında ‘‘Rıfat Ilgaz Şiir Yarışması / Mansiyon’’ ödülüne de layık görülmüştür.

1979 doğumlu olan bir şairin (32 yaşında ) ilk kitabına ‘‘Son’’ ismini vermesi ve ayrıca ikinci bir kitabını yayınlayıp ‘‘İhtiyarın Vefatı’’ismini vermesi gerçekten şairin çok değişik bir bakış açısına sahip olduğunu göstermektedir.

“Son” adlı kitaptan bir şiir paylaşayım:

HAYAT

zaman saatimin hiç bitmeyen ekmeği
aynı elimle tekrar açılmasa da kapılar
ruhumu parçalayan o incecik depremle
çadırlar kurulacak mavi topraklı ovada
çürüyerek umutlar yapraklarla beraber
bu köhne boğucu hep karanlık odadan
güneşe kanat açar artık bıkmış sandalye
ve ben öyle dururum hayat akıp dururken.

Polat Onat “Son” sayfa:48

Şairin ‘‘Son’’ adlı eserindeki şiirlerin temasından da anlaşıldığı gibi şiirlerin her mısrasında ayrı bir sona işaret edilmektedir. Ve bu ölüm ile ilgili temalar şiirlerinin çoğunda bulunmaktadır. İkinci kitabı olan ‘‘İhtiyarın Vefatı”nda da benzer temalar ağırlıklı olarak yer almıştır.

‘‘Son’’ adlı eser 64 sayfa olmakla birlikte toplam 45 tane değişik türden şiirler yer almaktadır. Eserin ismini taşıyan ‘’Son’’ adlı şiir eserin son şiirini oluşturmaktadır. Kitapta geçen dikkat çekici şiirlerin isimleri şöyledir: Eriyiş (bkz:17), Mum (bkz:25), Zaman (bkz:27), Yol (bkz:31), Sessizlik (bkz:42), Son (bkz:60)

***

Günümüzün değişen dünyası ile birlikte edebiyat alanındaki türlerde, değişen dünya ile koşut olarak farklılaşmaya uğramaktadır. Şüphesiz ki bu değişim en çok şiir türünde ön plana çıkmıştır. Öyle ki eski şiir kalıpları olan beyitler, dörtlük nazım biçimleri, kafiye örgüsü gibi şiirin kalıplarını artık günümüzde göremez olduk. Günümüz şiirinde en çok şairlerin serbest nazım ölçüleriyle, hiçbir kurala bağlanmaksızın kaleme aldıkları şiirlerden oluşmaktadır. Bu değişimleri de Polat Onat’ın şiirlerinde de görmek mümkün.

Polat Onat’ın ilk kitabına nazaran ikinci kitabı “İhtiyarın Vefatı”nda şiirde anlamdan çok işi sözcüklerle götürme arayışında olduğunu görüyoruz. Öyle ki kitabında çok değişik türdeki şiirlere rastlamak mümkündür. Bazı şiirlerinde şekillerle anlattığı şiirler olduğu gibi: Akvaryum (bkz:54), Suskun(bkz:82), Yağmur (bkz:116), Şey (bkz:89)… bazı şiirlerinde ise de bilgiye dayalı gündelik konulara da eğilmiştir: İlaç (bkz:48), Otopsi (bkz:59), Sağlık (bkz:74)…

Şairin yaşadığı yerler ile ilgili izlenimlerden yola çıkarak şiirlerinde daha çok Anadolu’ya ait izler taşıdığını söyleyebiliriz. İki eserinde de şiirleri okuyucuyu bir nehrin akışına kapılırcasına sessizce bir derinliğe götürmektedir. Ve kapıldığınız bu nehirde adeta doğanın bütün gizemli anlarıyla baş başa kalmaktasınız. Öyle ki hem ‘‘Son’’ adlı eserde sizi bir başka hayata götürürken ‘‘İhtiyarın Vefatı’’nda ise sizi bir doğanın sessizliğiyle sizi baş başa bırakmaktadır.

Şairin iki kitabından gözüme çarpan en güzel dizelerini şöyle sıralayabiliriz:

“senin beni sevmediğin için üzülmendir aşk
benim de ölmeyeceğin için sana acımam” (Son, Bkz:15)

“yerin altını aydınlatıyor yosun tutmuş mezar taşın” (Son. Bkz:22)

Satırlarımı “İhtiyarın Vefatı”ndan bir şiir ile bitireyim:

YALNIZ

hiçbir kalabalığa kabul edilmiyorum
yalnızdım cenaze törenlerinde bile
gördüm yaprakların değişeceğini
dibe düşen tortuyu eritirken yağmur
milyonlarca harf birikiyor tozlu raflarda
bitmeyen geceleri güldürüyor mağaram
düşler bile kaçıyor uykularımdan
aynaya bakıyor bunamış fotoğrafım
görmemezlikten geliyor beni dilenciler.
alıştım
müzik kulağım bari  iyi
şarkı söyleyerek uzaklaşıyorum:
yalnızım hop lay lay lom
üp dübüp düp yalnız
yalnızım şibap şibap güm
yapa
yal
z
.

Polat Onat “İhtiyarın Vefatı” sayfa: 75

Ferit Esmer GENÇ 
www.kitaphaber.com.tr

1 Aralık 2011 Perşembe

"Son"un Başındaki Epigraf



Güzel bir yaz akşamı tepeye çıkarsan beni hatırla. Seni düşünerek kaç kere o vadide gelip gittiğimi düşün. Sonra mezarlığa doğru dön. Batmakta olan güneşin solgun ışıkları altında, mezarımın üzerindeki otların rüzgârla nasıl dalgalandığını seyret.  
                   Johann Wolfgang Von GOETHE