9 Eylül 2015 Çarşamba

Safranbolu'nun Tek Deniz Feneri Söndü



SAFRANBOLU'NUN TEK DENİZ FENERİ SÖNDÜ

            Şair yazar Hüseyin Avni Cinozoğlu, tedavi gördüğü Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi araştırma hastanesinde, 4 eylül 2015 tarihinde hayatını kaybetti. Cenazesi 5 eylül cumartesi günü Karabük'ün Safranbolu ilçesindeki Dedeloğlu camiinde, öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Meşeliboğaz'daki aile mezarlığına defnedildi.

            Hayatını şiire ve edebiyata vakfetmiş, Anadolu'daki bir kasabada sanat ve edebiyatın güçlenmesi ve hayata daha kuvvetli aksedebilmesi için uzun ve zorlu mücadeleler vermiş değerli bir şairdi.

            Cinozoğlu 1955 yılında Karabük'te doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1977'de mezun oldu. Şiirleri ve yazıları, 1978 yılından başlayarak, önde gelen birçok edebiyat dergisinde uzun yıllar yayınlandı. Yazdığı denemeler, öyküler, şiirler, belgesel senaryoları, çeşitli ulusal ödüllere değer görüldü. Şairin on dokuz şiir kitabı yayınladı. İlk şiir kitabı 1977 yılında yayınlanan "Her Şafakta Büyüdüler", son şiir kitabı 2011'de çıkan "Makam-ı Aşk Her Dem Ali" adlı eseridir.

            Hüseyin Avni Cinozoğlu edebiyatın çoğu alanında çalışan üretken bir sanatçıydı. Deneysel roman, öykü seçkisi, eleştirel deneme, monografi, belgesel senaryoları, çocuk hikayeleri içeren çeşitli kitaplar da yazmıştır. 2009 yılında çıkarmaya başladığı "Zalifre Yazıları" adlı dergiyi Temmuz 2015'e kadar 24 sayı boyunca okuruna ulaştırmıştır.

            Ben şahsen kendisini kişisel olarak tanımam, hiç görmedim. O Safranbolu'da ben Batman'da. Birbirinden epeyce uzak mekanlarda ikamet ettik. Zalifre Yazıları dergisine aboneliğim ve imzalı kitap koleksiyonculuğum nedeniyle tanışmıştık. Yüz yüze konuşmak hiç nasip olmadı. Sadece edebiyat ortak paydasında, nadir olarak yazıştık.

            Yaklaşık iki hafta önce telefonumu aramıştı. Müsait olamadığım için açamamış, ertesi gün ben onu aramıştım. Hemen hiç görüşmediğimiz için, neden aradığını epeyce merak etmiştim. Telefonda rahatsızlığından bahsetti, hastanede yattığını ifade etti. Helalleştik. Dua edeceğimi tekrar tekrar ifade ettim. Sevindi. Bunu şunun için anlatıyorum. Yaşlı bir şairin, kendisine hiç hakkı geçmemiş, yüz yüze dahi görüşmediği benim gibi bir okuruyla telefon etme nezaketini gösterip, helalleşme inceliği, beni ziyadesiyle etkilemişti.

            Bugün Hüseyin Avni Cinozoğlu'nun vefatını öğrenip, büyük bir teessür içinde bu yazıyı yazarken, şairin kişisel sosyal medya hesabında paylaşılmış bir video röportajındaki sözleri, beni daha da sarstı:

            - Allah geçinden versin ama yarın Hüseyin Avni Cinozoğlu öldüğü vakit nasıl anılmak ister?

            - Ben öldükten sonra, benden bahseden kişilerin "Yahu ne iyi adamdı, keşke burada olsaydı." demelerini isterdim. İnsan böyle şeyleri istiyor. Bir de şunu hayal ediyorum. Bizim gibi yazarların asıl doğumu ölümünden sonradır. Bunu ben hissedebiliyorum. (...) O da Allah'ın bir ikramı. Mesela, şu duayı hep ederim ben: "Allahım, ne olur, iyi bir insan olmam için bana yardımcı ol."

            Bence, Hüseyin Avni Cinozoğlu her şeyden öte, kendi dualarında istediği gibi, iyi bir insan olmayı başardı. Ki bu herkese nasip olmayacak büyük bir haslettir. Ayrıca, tutarlı çabaları olan değerli bir sanatçıydı. Şiirimize katkı sunmuş önemli bir şairdi. Yüce Allah, bu şairimizin ebedi mekanını cennet eylesin.


                        POLAT ONAT / 9 Eylül 2015