21 Haziran 2011 Salı

13 Haziran 2011 Pazartesi

Dağlarca'dan Mektup ve İmzalı Şiir







01.11.2003
    İstanbul

Öğretmen Polat Onat,

Mektubunu aldım. Değişikliklere sevindim. Yeni işinize dört elle yaklaşmanız size olan inancımı pekiştirdi. Öğrenciler hepimizin yarınlarıdır.

Yazın çalışmalarınız da verimli yoldadır. Şiirin üstüne varılmaz. Şiir varır insanın üstüne.

Çabalarınızda başarılı olacağınıza inanıyorum.

Güzel Türkiye için güzel günler...

Sağlıkla kalın, esen kalın.

                                                   Fazıl Hüsnü Dağlarca


*****

ORMANDA SESSİZLİK

Kapı çalındı
Gelen kim

Ormancıydı o
Ağaçlarını çok severdi
Hangisi güneşten yoksun
Hangisi bir damla suya özlem duymakta
Hangisinin yeşili biraz eksilmiş
Dalı kırılmış hangisinin
Koşardı bakımını yapardı sayrı yaprakların

Ormancıyı askere aldılar
Giden kim

                                            Fazıl Hüsnü Dağlarca
                                                  21.02.2003

*****




10 Haziran 2011 Cuma

İhtiyarın Vefatı'na Kısa Yorumlar



“Ne var ne yok…”

* İkinci şiir kitabı İhtiyarın Vefatı’nda, şiirlerini ‘yaşlanmak ve ölüm’ teması üzerine kuran genç kuşak şairlerden Polat Onat, “Şiir ortamının en belirgin sorunu, çoğu şairimizin kendi yazdığı tarzdaki şiiri yegâne şiir görmesidir.” diyor. 
Şu dizeler İhtiyarın Vefatı’ndan:

“hiçbir kalabalığa kabul edilmiyorum
yalnızdım cenaze törenlerinde bile” (Sayfa: 75)

Abdülkadir BUDAK
Sincan İstasyonu Dergisi, Sayı: 45
Mayıs 2011, Sayfa: 2

********************


Şiir Günlüğü

Polat Onat, İhtiyarın Vefatı'nda (2011) dirim ölüm arasında sarkaçta dokuyor yaşlanmaya başlayan dinamik duyguları.
Deneysel şiiri de bağrına basıyor.
Eksiksiz kurgu - yalın öykü = şiir.

"şiir bilinemez tadılır" (Sayfa: 17)

Gültekin EMRE
Varlık Dergisi, Sayı: 1245
Haziran 2011, Sayfa: 109

********************

1 Haziran 2011 Çarşamba

İhtiyarın Vefatı: Türkçede Şiir Dilinde Yeni ve Özgün Bir Keşif




ZALİFRE GÜNCELERİ XXVIII

İhtiyarın Vefatı: Türkçede Şiir Dilinde Yeni ve Özgün Bir Keşif

Polat Onat'ın, ikinci şiir kitabı ‘İhtiyarın Vefatı’ (Şiirden Yayınları, 2011)  has ve hakiki bir şairi hayranlıkla alkışlama imkânı verdiği için Türkçe şiirin başarısı olarak görülebilir. İmge konstrüksiyonlarıyla anlam genişlemeleri suretiyle, derin yapıda başarılan keşiflerle şaheserler inşa eden başka şairler, hayatın hakiki ve saf rengini, çok anlamlılık uğruna feda ettikleri düşünülürse, kurmacanın görkemli efektler saçan imgelerle desteklenmesi, sanat eserini bir illüzyon (yanılsama) halinde, müşahhas ( somut) olanın yerine ikame eder.

Polat Onat, Türkçede imge konstrüksiyonlarıyla inşa edilen kaotik, gotik şaheserlere mahsus inşa biçimlerini ve egemen şiir dilini askıya alarak, insan dünya, insan eşya münasebetlerindeki müşahhaslığına mütevazı (paralel), ama insan ve hayatın varoluşsal ve ontolojik hakikatini asla teğet geçmeden, hakiki ve saf rengini saydam, berrak bir örtünün altında, keşfedilmesine imkân vermekte.

Türkçe şiir geleneği içinde ama bu gelenek içinde art zamanlı olarak, büyük mikyasta bir benzeriyle tanışmadığımız, ama Batı Şiirinde Cesare Pavese'nin büyük şiirinin mehaz olduğu ve Türkçe şiirin imkânlarını çoğaltmayı muştulayan, nevi şahsına münhasır, duygusal ve içdökmeci misallere alabildiğine mesafeli, zirve eserler arasında mütalaa olunabilir İhtiyarın Vefatı.

Polat Onat'ın,  Cesare Pavese ile yoldaşlığı, yine has ve hakiki, görkemli şair O. Günay'ın yeni bir toplumsallığı muştulayan

 ‘Kibriya’ (Hayal Yayınları, 2009) eserinde Rimbaud 'la yoldaşlığı gibi, hayranlıkla alkışlanmayı hak ediyor.

Kır ( köy, komün) hayatı, genç şairlerin temaşasıyla, yeni bir perspektifle kır manzaralarıyla okuru buluşturması da sevinilecek bir durum. Genç şairler, Ozan Öztepe ‘Elektronik Mektuplar’ (Mühür Kitaplığı, 2009) ve Kenan Yücel ‘Sabahsız Bir Gecenin Uykusuzu’ (Şiirden Yayınları, 2011) adlı eserlerinde, Polat Onat gibi kır ve köy manzaralarını ve bu manzaraların etkilediği duyum ve algıları, ustalıkla yansıttıklarını da belirtmeden geçemeyeceğim.

Hüseyin Avni CİNOZOĞLU
Şiir Penceresi, 27.05.2011