5 Ocak 2013 Cumartesi

Sedat Sezgin ile "Taşra Berberi" Hakkındaki Söyleşimiz (İnceeleyen Dergisi)


Sedat Sezgin ile "İntihar Etmiş Bir Taşra Berberinin Şiir Kitabı ve Önsözü" hakkında yaptığımız İnceeleyen Dergisi 'nde yayınlanan söyleşimiz:

Sedat Sezgin: Âdem Yoksun kimdir, bize biraz ondan bahseder misiniz?

Polat Onat: İnanın bu konuda size yeterince sağlıklı bilgi verecek kaynaklardan mahrum olmam sebebiyle net ifadelerle Âdem Yoksun’u tanıtmam çok zor, dahası riskli olacak. Çünkü Âdem hakkında yaptığım araştırmalar hep belli bir yerden sonra sanal bilgi okyanusu olan google’daki güvenilirliği tartışmalı bazı küçük malumat kırıntılarını toplamaktan öteye gidemedi. Aslında farklı bir açıdan bakacak olursak da Âdem Yoksun’un kim olduğundan çok ne söylediği, ne yapmaya çalıştığı, onun trajik intiharının edebiyat ve şiir dünyasına etkisinin ne olduğu gibi sorunsallar biz okurları daha çok ilgilendirmeli diye düşünüyorum. Ama sanatçı insanları etiketleyip, zihnimizde sınıflandırdığımız raflara yerleştirmeye oldukça meyyal yapıda bir bakış açısı toplum nezdinde daha baskın olduğu için, tüm bu söylediklerim ne kadar kabul görücü mahiyettedir tam emin değilim.   

Sedat Sezgin: Bir berberin değil de daha çok bir eleştirmenin, bir şairin yakınmaları, düşünceleri ve şiir üzerine görüşlerini okuduğumu söylemeliyim bu kitapta.   Bunu söylememim en önemli nedeni kitaptaki ilk bölümün, önsöz bölümünün, dili. Elbette ki bir berber bir filozof olabilir, buna hiçbir itirazım yok. Ama kitabın ismine bakıp daha çok bir berberin sanat ya da şiir üzerine fikirlerini ya da düşüncelerini okumak isteyen okur aradığını bulamayacaktır, hatta okunması bir hayli sabır gerektiren bu kitap karşısında hayal kırıklığı yaşayacaktır. Bir başka durum da, bu kitabın az önce söylediğim nedenden ötürü gerçek edebiyat meraklılarının eline geçmemesi tehlikesi. Bunun üzerine hiç kafa yordunuz mu?

Polat Onat: Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum ki, bu kitabın tüm berber esnafı tarafından okunmasını çok isterdim. Hatta Türkiye Berberler Federasyonu’nun kültürel konularda kullanılmak üzere ayrılmış bir fonu bulunsaydı ve bu yapıtın yayıncıdan topluca temin edilip taşradaki berberlere dağıtımında sponsor desteği ile bir çalışma içine girilseydi büyük isabet olurdu. “İntihar Etmiş Bir Taşra Berberinin Şiir Kitabı ve Önsözü” isminin, muhtemel okurları yanlış yönlendirebileceği konusundaki görüşünüze kısmen katılıyorum. Ancak ortada okur nevinden bir potansiyeli net olarak görmediğim için bu tespitinize yeterince destek veremeyeceğim. Edebiyatseverleri mutlu eden, heyecanla okunan, güçlü kurguya sahip, olay örgüsünü müthiş kotarmış yapıda, piyasada yeterince kitap mevcut olduğu için, bu kitabın okurlarını bazı yönlerden sizin tabirinizle hayal kırıklığına uğratmasının istenmeyen bir durum değil, tam tersine, hedeflediği asıl amaç olduğunu vurgulamalıyım. Okurların arada sırada hayal kırıklığı duygusunu tatmine yarayan kitapları okumasına da ihtiyaç, hatta zorunluluk olduğu kanısındayım. Ben şahsen kendi okuma deneyimlerimden şu sonucu çıkardığımı söylemeden edemeyeceğim. Heyecan ve ilgiyle bir solukta okuduğum kitapların büyük çoğunluğunu kısa bir süre içinde tamamen unuttum, zihnimden silinip gittiler. Ama zorlukla ve sıkılarak okuduğum kitapların ise isim ve içeriklerini büyük oranda hatırlıyorum. Belki de bu vaziyet bana has bir tuhaflık da olabilir. İhtimal dahilidir, kabul ederim, itirazım olmaz.   

Sedat Sezgin: Sonuçta kitap şiir üzerine yazılmış bir deneme gibi duruyor. Âdem Yoksun’un sorduğu gibi size sormak istiyorum:“Her şeyin resmi var, peki şiirin resmi olabilir mi?”

Polat Onat: Kitap “şiir üzerine yazılmış bir deneme” ya da tam zıttı “deneme üzerine yazılmış bir şiir” olarak da okunmaya müsait kaygan bir zemin üzerine oturtulmaya çalışılmış intibaını ciddi manada bende de uyandırdı. Bana kalırsa bu kitabın temel sorunu şu; Âdem Yoksun kendini fazla kasmış, zihnini gereğinden çok yormuş, hayatı olduğu gibi ele almamış, olması gerektiği gibi de yaşayamamış, sonuçta böylesine hilkat garibesi bir metni geride bırakıp, çekip gitmiş. Ama hayat biz yaşayanlar için devam ediyor, olan olmuş artık, ölenle ölünmez ki, herkesin işi gücü var! “Şiirin resmi olabilir mi?” sorunuz ise, Âdem Yoksun gibi insanlar için ciddi bir hevesle yanıtlanabilir mahiyette belki ama benim yeterince malumatım olmayan bir husus olduğundan kesin bir yanıt vermekten kaçınacağım.

Sedat Sezgin: Okur, pençelerini kaldırmış kitabı parçalamaya hazır bekleyen bir aslan mı? Âdem Yoksun’un cevabı belli, ya sizinki?

Polat Onat: Yoksun örneğinden yola çıkarsak “okur” kavramı üzerine ahkâm kesen bütün yazarların okunmaya değer görülmemiş eserler ortaya koyduğu genellemesine gidilmesi epeyce ironik olurdu. Benim bu husustaki cevabım, bağışlayın, biraz kısa ve basit olacak: “Okurdur okur.”

Sedat Sezgin: Kitap, Âdem Yoksun’un monoluğu gibi duruyor. Bir de bu şahsı biraz sizden öğrenebilir miyiz?

Polat Onat: Ben burada ne desem, ne söylesem eksik kalacak. Onu tanımak için kitabını okumak bir zorunluluk içeriyor. Âdem Yoksun kendine has, takıntılı, tuhaf bir kişiliğe sahip. Edebiyat dünyasındaki örneklerden benzetme yapmam gerekirse karakter bazında; Kâtip Bartleby, Yabancı, Düşüş, Yeraltından Notlar, Bir Delinin Hatıra Defteri, Aylak Adam, Cyrano De Bergerac,  Amok Koşucusu, Genç Werther'in Acıları, Martin Eden, Bitik Adam vb. gibi önemli yapıtlardaki kahramanlarla bazı yönlerden benzeştiğini söyleyebilmek mümkün.

Sedat Sezgin: Âdem Yoksun intihar etmemiş olsaydı, sizce ilerde Türk şiirindeki yeri neresi olurdu?

Polat Onat: Âdem Yoksun intihar etmemiş olsaydı şiir dünyasında elbette ki hiçbir yeri olmayacaktı. Acı ama gerçek. Yazık ki Âdem’in estetik ve poetik bazda kapasitesi son derece sınırlı. Ancak kendisi açısından intihar gibi dikkat çekici ve dramatik bir sonu tercih ettiği için, bunun vesilesiyle, belki ileride küçük de olsa bir yer edinebilir şiir dünyasında. Tahmin yürütmek güç.

Sedat Sezgin: “Verimli çağımdayken elimden tutun” diyor Âdem Yoksun. Sonra, “Genç Şairler Akademisi” adında dev bir eğitim kompleksinden bahsetmektedir. Nice şair ve yazarın kastedilen bu olumsuz nedenden ötürü kaybolduğunu hatta hiç ortaya çıkmadığı muhakkaktır. Âdem Yoksun’un bu çağrısını hiçbir yetkiliye ulaştırdınız mı, ulaştırmışsanız aldığız tepki nasıl oldu?

Polat Onat: Âdem Yoksun’un son bir vasiyeti olarak telakki ettiğim için bahsettiğiniz hususu kimi önemli yetkililerimizle bizzat paylaşmak isterdim. Ama buna cesaret edemedim. Yetkililere bu hususu iletseydim büyük ihtimalle “Hadi güzel kardeşim! Bak burada meşgulüz, bizim değerli vaktimizi böyle boş beleş isteklerle çalma. Çıkış sağ taraftan!” yanıtını duyacağımı düşünmem, şevkimi kırdığı için böyle bir girişimde bulunmadım.

Sedat Sezgin: Son sözü rahmetli Âdem Yoksun’a bırakalım istersen:
“Neyse ki zaman en adil edebiyat eleştirmeni olmuştur.”

Teşekkürler...

İntihar Etmiş Bir Taşra Berberinin Şiir Kitabı ve Önsözü / POLAT ONAT
Komşu Yayınları, Sıcak Nal / Kasım 2012 / 168 Sayfa


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder