Sedat Sezgin ile "İntihar Etmiş Bir Taşra Berberinin Şiir Kitabı ve Önsözü" hakkında yaptığımız İnceeleyen Dergisi 'nde yayınlanan söyleşimiz:
Sedat Sezgin: Âdem Yoksun kimdir, bize biraz ondan bahseder misiniz?
Polat Onat: İnanın
bu konuda size yeterince sağlıklı bilgi verecek kaynaklardan mahrum olmam
sebebiyle net ifadelerle Âdem Yoksun’u tanıtmam çok zor, dahası riskli olacak.
Çünkü Âdem hakkında yaptığım araştırmalar hep belli bir yerden sonra sanal
bilgi okyanusu olan google’daki güvenilirliği tartışmalı bazı küçük malumat
kırıntılarını toplamaktan öteye gidemedi. Aslında farklı bir açıdan bakacak
olursak da Âdem Yoksun’un kim olduğundan çok ne söylediği, ne yapmaya çalıştığı,
onun trajik intiharının edebiyat ve şiir dünyasına etkisinin ne olduğu gibi
sorunsallar biz okurları daha çok ilgilendirmeli diye düşünüyorum. Ama sanatçı
insanları etiketleyip, zihnimizde sınıflandırdığımız raflara yerleştirmeye
oldukça meyyal yapıda bir bakış açısı toplum nezdinde daha baskın olduğu için,
tüm bu söylediklerim ne kadar kabul görücü mahiyettedir tam emin değilim.
Sedat Sezgin: Bir berberin değil de daha çok bir eleştirmenin, bir şairin yakınmaları,
düşünceleri ve şiir üzerine görüşlerini okuduğumu söylemeliyim bu kitapta. Bunu söylememim en önemli nedeni kitaptaki
ilk bölümün, önsöz bölümünün, dili. Elbette ki bir berber bir filozof olabilir,
buna hiçbir itirazım yok. Ama kitabın ismine bakıp daha çok bir berberin sanat
ya da şiir üzerine fikirlerini ya da düşüncelerini okumak isteyen okur
aradığını bulamayacaktır, hatta okunması bir hayli sabır gerektiren bu kitap
karşısında hayal kırıklığı yaşayacaktır. Bir başka durum da, bu kitabın az önce
söylediğim nedenden ötürü gerçek edebiyat meraklılarının eline geçmemesi
tehlikesi. Bunun üzerine hiç kafa yordunuz mu?
Polat Onat: Öncelikle
şunu ifade etmek istiyorum ki, bu kitabın tüm berber esnafı tarafından
okunmasını çok isterdim. Hatta Türkiye Berberler Federasyonu’nun kültürel
konularda kullanılmak üzere ayrılmış bir fonu bulunsaydı ve bu yapıtın yayıncıdan
topluca temin edilip taşradaki berberlere dağıtımında sponsor desteği ile bir
çalışma içine girilseydi büyük isabet olurdu. “İntihar Etmiş Bir Taşra
Berberinin Şiir Kitabı ve Önsözü” isminin, muhtemel okurları yanlış
yönlendirebileceği konusundaki görüşünüze kısmen katılıyorum. Ancak ortada okur
nevinden bir potansiyeli net olarak görmediğim için bu tespitinize yeterince
destek veremeyeceğim. Edebiyatseverleri mutlu eden, heyecanla okunan, güçlü
kurguya sahip, olay örgüsünü müthiş kotarmış yapıda, piyasada yeterince kitap
mevcut olduğu için, bu kitabın okurlarını bazı yönlerden sizin tabirinizle
hayal kırıklığına uğratmasının istenmeyen bir durum değil, tam tersine, hedeflediği
asıl amaç olduğunu vurgulamalıyım. Okurların arada sırada hayal kırıklığı
duygusunu tatmine yarayan kitapları okumasına da ihtiyaç, hatta zorunluluk
olduğu kanısındayım. Ben şahsen kendi okuma deneyimlerimden şu sonucu
çıkardığımı söylemeden edemeyeceğim. Heyecan ve ilgiyle bir solukta okuduğum
kitapların büyük çoğunluğunu kısa bir süre içinde tamamen unuttum, zihnimden
silinip gittiler. Ama zorlukla ve sıkılarak okuduğum kitapların ise isim ve
içeriklerini büyük oranda hatırlıyorum. Belki de bu vaziyet bana has bir
tuhaflık da olabilir. İhtimal dahilidir, kabul ederim, itirazım olmaz.
Sedat Sezgin: Sonuçta kitap şiir üzerine yazılmış bir deneme gibi duruyor. Âdem Yoksun’un
sorduğu gibi size sormak istiyorum:“Her şeyin resmi var, peki şiirin resmi
olabilir mi?”
Polat Onat: Kitap
“şiir üzerine yazılmış bir deneme” ya da tam zıttı “deneme üzerine yazılmış bir
şiir” olarak da okunmaya müsait kaygan bir zemin üzerine oturtulmaya çalışılmış
intibaını ciddi manada bende de uyandırdı. Bana kalırsa bu kitabın temel sorunu
şu; Âdem Yoksun kendini fazla kasmış, zihnini gereğinden çok yormuş, hayatı
olduğu gibi ele almamış, olması gerektiği gibi de yaşayamamış, sonuçta
böylesine hilkat garibesi bir metni geride bırakıp, çekip gitmiş. Ama hayat biz
yaşayanlar için devam ediyor, olan olmuş artık, ölenle ölünmez ki, herkesin işi
gücü var! “Şiirin resmi olabilir mi?” sorunuz ise, Âdem Yoksun gibi insanlar
için ciddi bir hevesle yanıtlanabilir mahiyette belki ama benim yeterince
malumatım olmayan bir husus olduğundan kesin bir yanıt vermekten kaçınacağım.
Sedat Sezgin: Okur, pençelerini kaldırmış kitabı parçalamaya hazır bekleyen bir aslan mı?
Âdem Yoksun’un cevabı belli, ya sizinki?
Polat Onat: Yoksun örneğinden yola çıkarsak “okur” kavramı üzerine ahkâm kesen bütün
yazarların okunmaya değer görülmemiş eserler ortaya koyduğu genellemesine
gidilmesi epeyce ironik olurdu. Benim bu husustaki cevabım, bağışlayın, biraz
kısa ve basit olacak: “Okurdur okur.”
Sedat Sezgin: Kitap, Âdem Yoksun’un monoluğu gibi duruyor. Bir de bu şahsı biraz sizden
öğrenebilir miyiz?
Polat Onat: Ben
burada ne desem, ne söylesem eksik kalacak. Onu tanımak için kitabını okumak
bir zorunluluk içeriyor. Âdem Yoksun kendine has, takıntılı, tuhaf bir kişiliğe
sahip. Edebiyat dünyasındaki örneklerden benzetme yapmam gerekirse karakter
bazında; Kâtip Bartleby, Yabancı, Düşüş, Yeraltından Notlar, Bir Delinin Hatıra
Defteri, Aylak Adam, Cyrano De Bergerac, Amok Koşucusu, Genç Werther'in
Acıları, Martin Eden, Bitik Adam vb. gibi önemli yapıtlardaki kahramanlarla
bazı yönlerden benzeştiğini söyleyebilmek mümkün.
Sedat Sezgin: Âdem Yoksun intihar etmemiş olsaydı, sizce ilerde Türk şiirindeki yeri neresi
olurdu?
Polat Onat: Âdem
Yoksun intihar etmemiş olsaydı şiir dünyasında elbette ki hiçbir yeri
olmayacaktı. Acı ama gerçek. Yazık ki Âdem’in estetik ve poetik bazda
kapasitesi son derece sınırlı. Ancak kendisi açısından intihar gibi dikkat
çekici ve dramatik bir sonu tercih ettiği için, bunun vesilesiyle, belki
ileride küçük de olsa bir yer edinebilir şiir dünyasında. Tahmin yürütmek güç.
Sedat Sezgin: “Verimli çağımdayken elimden tutun” diyor Âdem Yoksun. Sonra, “Genç Şairler
Akademisi” adında dev bir eğitim kompleksinden bahsetmektedir. Nice şair ve
yazarın kastedilen bu olumsuz nedenden ötürü kaybolduğunu hatta hiç ortaya
çıkmadığı muhakkaktır. Âdem Yoksun’un bu çağrısını hiçbir yetkiliye
ulaştırdınız mı, ulaştırmışsanız aldığız tepki nasıl oldu?
Polat Onat: Âdem
Yoksun’un son bir vasiyeti olarak telakki ettiğim için bahsettiğiniz hususu
kimi önemli yetkililerimizle bizzat paylaşmak isterdim. Ama buna cesaret
edemedim. Yetkililere bu hususu iletseydim büyük ihtimalle “Hadi güzel kardeşim!
Bak burada meşgulüz, bizim değerli vaktimizi böyle boş beleş isteklerle çalma.
Çıkış sağ taraftan!” yanıtını duyacağımı düşünmem, şevkimi kırdığı için böyle
bir girişimde bulunmadım.
Sedat Sezgin: Son sözü rahmetli Âdem Yoksun’a bırakalım istersen:
“Neyse
ki zaman en adil edebiyat eleştirmeni olmuştur.”
Teşekkürler...
İntihar
Etmiş Bir Taşra Berberinin Şiir Kitabı ve Önsözü / POLAT ONAT
Komşu
Yayınları, Sıcak Nal / Kasım 2012 / 168 Sayfa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder