Âdem Yoksun’un Şiirleri Beni Güldürüyor
Şiirin ne olduğunu ya da
nasıl olması gerektiğini anlatmak neredeyse imkânsızdır, ne kadar anlatsanız
eksik kalır. Ama bir şeyin ne olduğunu, ne olmadığı üzerinden anlatırsanız
oldukça açıklayıcı olduğu gibi geride neredeyse eksik bir şey bırakmazsınız.
“İntihar Etmiş Bir Taşra Berberinin Şiir
Kitabı ve Önsözü”nün bende ilk uyandırdığı izlenim bu oldu: Bir şiir nasıl
yazılmamalıdır?
“Bir şiir nasıl / ne olmamalıdır?” sorusuna cevap bulunca, otomatikman nasıl olması gerektiği de dökülüyor ortaya. Bu yüzden bence şiir dünyasının Âdem Yoksun’a bir teşekkür borcu var. Onun şiir kitabı ve önsözünü deneysel, farklı ve ironik buldum.
Bir şiiri yazmak kadar yazamamanın da özel yetenek gerektirdiğine inanır oldum bu kitabı okuyunca. O yüzden bazı şiirlere yıldız işareti koydum, dönüp okudukça, absürtlüğü beni güldürüyor.
Âdem’in kendi şiiriyle ilgili ortaya koyduğu
çarpıcı açıklamalar, okuru şok edeceğine inandığı dizeler, poetika ile ilgili
ortaya koyduğu entelektüel yorumlar aslında toplumumuzda ne kadar çok kişinin
edebiyatı bilinçsizce kullandığını, onu amaç değil araç edinirken bile
kendilerini nasıl kaybettiklerini, hatta önceleri başkalarını kandırmaya
çalışırken, kendilerini de bütünüyle kaybedip aynı aldatmacaya dâhil
olduklarını vurguluyor.
Ben bazı şiir dergilerinde yayımlanmış
şiirleri okurken öfkeleniyorum. Bu şiir sadece bana mı saçma geliyor yoksa
gerçekten saçma mı diye kendimden şüpheye düşüp, şiirleri abime okuduğum da
oluyor. Ondan da benzer tepkiyi gördüğümde öfkem yatışıyor. O şiirlerin anısına
yer yer abimle birbirimize böyle abuk sabuk satırlar karalayıp gönderiyoruz. Yazdığımız
"şiirimsi"leri okuyup kahkahalara boğulmamız da cabası. Şimdi
yapacağım ilk iş Âdem Yoksun'un şiirlerini abime okutmak olacak, eminim
kendinden çok şeyler bulacaktır.
Bu arada, son bir kaç haftadır içinde
şiirlerin de yer aldığı öykümsü bir kitap yazmaya başlamıştım ben de. “İntihar
Etmiş Bir Taşra Berberinin Şiir Kitabı ve Önsözü”nü şu dönemde okumak iyi
geldi. Öykü ile şiiri birleştirmek hiç kolay değil, bu yapıt beni cesaretlendirdi.
F.Gül
Yanık
15 Ocak 2013
/ İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder