GELMEYEN GEYİK
On iki yokmuş,
on bir varmış. Boş umutlar her zaman kaçarmış.
Ormanın kıyısında
bir kulübede ihtiyar bir kadıncağız yaşarmış. Bu yaşlı kadın, uzun yıllar önce
bir geyik yavrusu bulmuş. Bu kimsesiz yavruyu kendi eliyle beslemiş, özenle
büyütmüş. Aylarca bir arada kalmışlar. Sonra bir gün geyik kaybolmuş. Çevredeki
herkes, kadına, geyiğin ormana kaçtığını, artık geri gelmeyeceğini söylemiş.
Kadın bu
sözlere inanmamış. Tahta kulübesinin kapısının önünde, örgü örerek, her gün
geyiğin geri gelmesini beklemiş. Kadının günleri ve geceleri bu hayalle
süslenmiş. Böylece uzun yıllar geçmiş. Kadın iyice yaşlanmış ama geyiğin geri
döneceğine inancını hep korumuş.
İhtiyarlığın
zorluklarıyla uğraşan kadıncağız bir gün ağır hastalanmış. Yakın arkadaşları ve
komşuları, yatakta hasta yatan ihtiyar kadının başına toplanmışlar. Kadın
zorlukla nefes alarak şu sözleri fısıldamış:
"Bekledim ama gelmedi, ben ona hiç
kötü davranmadım ki,
Gözleri ne güzeldi, bana bir kez baksaydı mutlu olurdum
belki."
İhtiyar
kadın son kez uykuya dalmış. Rüyasında gelmeyen geyiği görmüş. Gülümsemiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder