2 Kasım 2017 Perşembe

Erkan Yazargan'ın "Diyalog Sanat" İçin Polat Onat Söyleşisi


ERKAN YAZARGAN'IN "DİYALOG SANAT" İÇİN
POLAT ONAT İLE SÖYLEŞİSİ

Erkan Yazargan: Merhaba, www.diyalogsanat.tr.gg için yazılarınızdan bahsetmek ister misiniz?

PolatOnat: Elbette Erkan Bey. Memnuniyet duyarım. Eğer sorularınızı iletirseniz cevaplayabilirim.

Erkan Yazargan: Nasıl başladığınızla konuya girelim dilerseniz ve yazı sanatının önemi?

PolatOnat: Şu an yeterince müsait değilim Erkan Bey. Sorularınızı toplu olarak aktarırsanız, akşam evdeyken hepsini yanıtlayıp, size derli toplu bir metin olarak iletsem daha verimli olur.

Erkan Yazargan: Önhazırlıksız yazışıyoruz, web söyleşimizin özelliği bu...

PolatOnat: O zaman siz de müsait olursanız akşam yazışalım.

Erkan Yazargan:  Tabii ki... Görüşmek dileğiyle.

( 5 saat sonra...)

PolatOnat: Merhaba.

Erkan Yazargan:  Nasıl başladığınızdan başlayalım dilerseniz ve yazı sanatının önemi?

PolatOnat: Yeterince çok sayıda, iyi kitap okuyan hemen herkesin, bir şekilde yazmaya heveslenme potansiyeli taşıdığını düşünüyorum. Benim serüvenim de bu şekilde başladı. Okur düzeyinde aşırı dozda iyi edebiyata maruz kalınca, ben de ucundan kıyısından yazma denemelerine giriştim. Yazma serüvenim de 2000 yılında üniversiteyi bitirdiğim sıralarda iyice hız kazandı.

Erkan Yazargan:  Dikkatinizi çektiği gibi internet sitemizin Projeler sayfasında "Köy Öğretmeni Hikayeleri" de vardı. Köy öğretmenliğinizden ve yazı sanatınıza etkilerinden bahsetmek ister misiniz?

PolatOnat: Öğretmenlik hayatımın tamamı şehir merkezindeki okullarda geçtiği için "Köy Öğretmenliği" kavramının dışında kaldığımı ifade etmeliyim.

Erkan Yazargan:  Edebiyat sanat dalının farklı türlerinde eserler verdiğinizi görüyoruz. Edebiyata gelmeden önce sanat fikriniz nedir, felsefe ile nasıl ilişkisini kurarsınız?

PolatOnat: Roman, deneme ve şiir türündeki eserlerimde, içeriğe hâkim olan yoğun felsefi göndermeler yerine, kurgunun izin verdiği ölçüde, küçük düşünsel nüveler aktarmayı daha işlevsel buluyorum. Kuramsal felsefe ile tutarlı ve dizgesel bir alışverişim olduğunu iddia etmem doğru olmaz.

Erkan Yazargan:  Felsefenin sorduğu "Sanat nedir?" sorusunun yanıtı sizde nedir?

PolatOnat: Sadece tek bir sanat anlayışı varmışçasına bu konuda net bir formül vermeyi, tekten bir cevabı ön plana koymayı içeren bakış açısı bana hitap etmiyor. Halk bazlı sanat anlayışını yücelten ekollerin de nitelikli örnekleri ilgimi çeker, salt sanatsal itkilerle oluşmuş ürünler de beni etkiler. Sanatın ne olduğunu bilmiyorum ama ben ürettiklerimi kendi beğeni ölçütüm perspektifinden biçimlendirmeyi tercih ederim. Okur beklentileri, benim açımdan tamamen önemsiz olmasa da, ikinci planda kalmıştır hep.

Erkan Yazargan: Sıkılmışsanız, günlük yaşantınızdan ve yazar çevrenizden bahsedelim?

PolatOnat: Günlük yaşantımın temel odağı "okuma ve yazma" çerçevesine yerleşmiştir. Yazar arkadaş çevrem pek yoktur. Genelde yazarlardan uzak durmaya çalışırım.

Erkan Yazargan: Cümlelerinizi kurarken ön hazırlık yapar mısınız, yazmaya başlayınca sonuna kadar yazıp daha sonra mı düzeltirsin?

PolatOnat: İlk önce içimden geldiğince denetimsiz yazarım. Sonra düzeltmeler yaparım. Belli bir süre sonra tekrar düzeltmeler yaparım. Yazı iyice demlenince tekrar eklemeler ve düzeltmeler yapıp son şeklini vermeye çalışırım. Kitap matbaaya gidene dek, bu sayısız düzeltmelerle, mükemmele ulaşma çabam sürer.

Erkan Yazargan: İçinizde biriken yazma deposunun genişliği ne kadardır, haftalık ortalama kaç saatinizi yazmayla planlarınız?

PolatOnat: Yazma süreci hep aynı verimle gitmez. Bu konuda net bir cevap veremiyorum. Bir haftada elli sayfa yazdığım da olmuştur. Yarım sayfa yazamadığım dönemler de olmuştur.

Erkan Yazargan: Editör veya danışmanlarınız var mıdır, ekip ürünü mü yoksa tümüyle bireysel midir üretimleriniz?

PolatOnat: Benim editör ve danışmanım yok. Ama ben, aynı zamanda başka yazarlara zaman zaman editörlük ve danışmanlık yapıyorum. Canımın istediği türde eser yazan, bağımsız bir yazarım.

Erkan Yazargan: En çok okunan kitabınız hangiydi?

PolatOnat: Bana ulaşan okur tepkilerine göre, en çok okunan ve yorumlanan kitabım "Kıyamete Son 99 Gün" adlı distopik romanımdı. En çok satan kitabım ise, kısa süre içinde ikinci baskısını yapması nedeniyle "Yatılı Okulda Mükemmel Bir Gün" adlı gençlik öyküleri içeren kitabımdır diye tahmin ediyorum.

Erkan Yazargan: "Yazarlıkla İlgili En İyi 99 Film" adlı yeni kitabınızdan hareket ederek soracak olursam, 99 film bir kitaba nasıl sığdırılır?

PolatOnat: Çeşitli kaynakları tarayarak tespit ettiğim, yazarlıkla ilgili 350 filmi tekrar tekrar defalarca izleyip, titizlikle notlar aldım. Uzun çabalarım sonucunda, bunların içinden en beğendiğim 99 yazar filmini belirleyip, seçtiğim filmlere tekrar ciddiyetle eğilip, defalarca seyrettim. Sonrasında ise bu filmleri tanıttım, açıkladım, eleştirdim ve yorumladım. Böylece benzersiz bir kaynak eser olarak "Yazarlıkla İlgili En İyi 99 Film" kitabım ortaya çıktı.

Erkan Yazargan: Sürekli farklı yayınevleriyle çalıştığınızı gördüm, ülkemizde neden yayınevi yazarına sonuna kadar destek olmaz?

PolatOnat: Bu tespitinizi yayıncılar daha ayrıntılı cevaplayabilir, diye düşünüyorum. Bu güzel sorularınız için çok teşekkür ederim. Sanırım yeterli olmuştur.

Erkan Yazargan: Bizim internet sitemizin okuyucu kitlesinin % 65 gibi çoğunluğu yurtdışından. Yurtdışında da okuyucuya sunuluyor mu eserleriniz?

PolatOnat: Bildiğim kadarıyla, kitaplarımı, Amazon gibi uluslararası internet satış siteleri üzerinden de edinebilmek mümkün.

Erkan Yazargan: Teşekkür ederim.

PolatOnat: Sizinle tanışmaktan memnun oldum. İyi akşamlar dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder