ÂDEM YOKSUN’UN BÜTÜN ŞİİRLERİ GÜZEL
Polat
Onat’ın
(Acaba Âdem Yoksun’un mu
demeliydim?) büyük bir merakla beklediğim “İntihar
Etmiş Bir Taşra Berberinin Şiir Kitabı ve Önsözü” adlı eserini sonunda
okuma şerefine eriştim. Polat dostum! Şiiri seninle tanıyıp seven birisi olarak,
önemli bir kısmı nesir tarzında çıkan çalışmanı, sanki karşılıklı oturmuşuz da
seni dinliyormuşum gibi okumaya çalıştım. Otuz kadar yerde cümlelerin altlarını
çizdim ve hepsine birer numara verdim. Zaman zaman sayfaların boş yerlerine
notlar karaladım. Hikâye kısımları oldukça keyifliydi:
O yaşlı çiftin evine ya da benzer bir yere seneler
önce gittiğimi düşündüm. Çocukken senelerdir baktığım ve birden unuttuğum
tavuklu saati tekrar hatırladım. Uzun tren yolculuğunda yorulduğumu ve sıkıldığımı
hissettim ama hikâyenin geri kalanını da çok merak ettim; yolculuğun sonunda
nereye vardın neler yaşadın bilmek isterdim doğrusu. Çöpçünün o kendini bilmez
sinir bozan tavrı beni de çok üzdü. Böyle insanları ne diye kamu hizmetinde çalıştırırlar
ki, aslında bunlara insan bile denemez. İnsanların okudukları kitapların, okuma
sırasına göre insanda oluşturacağı anlamın farklılaşması, teorin bayağı ilgimi çekti.
Kitabın önsözünü okurken şiir isimlerini
gördüğüm zaman, şiir kısmını okuyup tekrar önsöze döndüm. Şiirlerini önsözden daha
çok beğendim. İlk başta cümleler basit gözüküyor ama derin anlamlar ifade
ediyor bana göre. Mesela “Mekân” (Syf: 132) ve “Mezarlık” (Syf: 137) şiirlerindeki mısraları
okuduğumuzda, ilk bakışta hepimizin her zaman gördüğü duyduğu yazılar gibi çok sıradan gözüküyor, ama dikkat yoğunlaşınca ben kendimi belli bir mekâna ve zamana hapsolmuş gibi hissettim. “Günlük” (Syf: 142) şiiri de bu duygumu
destekledi. “Sayfa” (Syf: 127) şiirinde,
belli bir süre aynı noktaya bakıp kitabı yaklaştırıp uzaklaştırarak arkadaki silueti
veya mesajı görmeye çalıştım Matrix filmindeki gibi. Sonra “Şifre”
(Syf: 155) şiirindeki anlamı çözmeye çalıştım. “Tırtıl” (Syf: 135) şiirinle aydınlığa ulaştım ve hayatımdaki hiçbir
şey artık eskisi gibi değil! Ustam, yazmaya kalksam her şiirin ayrı bir yazı konusu
ve derinliği var, örnekler çoğalıp gider. Âdem’in bütün şiirleri güzel.
Yalnız şunu da söylemeden
edemeyeceğim; Önsöz kısmındaki kimi bazı kelimelerin anlamlarına vakıf olamamam
ve bununla beraber bazı cümlelerin epeyce uzun olması nedeniyle zaman zaman kitabını
okumakta zorlandım. Çok kitap okumadığımdan veya söz konusu kelimeleri günlük hayatımda
kullanmadığımdan dolayı olsa gerek, bu durum değerli kitabını bir solukta okumamı
engelledi. Bir kitabını da Koruma Güvenlik Amirliği görevini yürüten, kitapsever
bir arkadaşıma hediye ettim. Ona senden bahsettim ve 44.sayfada bana yaptığın jesti gösterdim. Çok beğendi, “Arkadaş dediğin
böyle olmalı” dedi. Fakat o da rastgele kitaptan birkaç cümle okuyunca anlamakta
zorlandı.
Sakın yanlış anlama
değerli dostum! Bu bir eksiklik değil; anlatım dilinin zenginliği, sanat değeri
taşıyan cümleler, üsluplar kullanmışsın. Ama galiba bizim seviyemizin üzerinde. Tahminimce kitabını her yönüyle anlayacak ve takdir edecek okuyucuların vardır.
Yoksa da ilerde belki olur, diye umuyorum. Olmazsa bile canını sıkma, hayat Âdem Yoksun için olmasa bile bizim için devam ediyor.
SERKAN
ÇELİK
Yüksek Sanat
Eleştirmeni
Eskişehir / 09.12.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder